Bugün, yine bir fasulye yemeği yedim. Annemin yaptığı o harika fasulye yemeği aklıma geldi. Annem, fasulyeyi öyle güzel pişirir ki, her lokma, bir parça sevgisini taşıyor gibi. Ne yazık ki burada, fasulye yemekleri o kadar lezzetli olmuyor. Fasulyeler biraz sert, tadı hiç de annemin pişirdiği kadar enfes değil. O yüzden gözlerim doldu, hüzünlendim. Annenin pişirdiği yemeklerin kokusu, o huzur veren anılar bir anda gözlerimi yaşarttı.
Bazen bir yemek, sadece karnı doyurmakla kalmaz; aynı zamanda sevdiklerimizin hatıralarını da taşır. Annemin fasulyesini hatırlarken, evdeki mutfak anıları da birer birer geri geldi. O anları özledim, o mutfaktaki huzuru, neşeyi.
Sonra birden, içimden bir şey yapmak geldi. Açtım bir şarkı, dinledim. O anın duygusuyla, biraz hüzün biraz nostalji içinde Erkin Koray’ın Yalnızlar Rıhtımında şarkısını açtım. Şarkı, sanki geçmişin, kaybolan zamanın acısını daha derinden hissettirdi. Dinlerken bir yandan fasulye yemekleriyle ilgili hatıralara dalarken, bir yandan da başımı döndüren, taze kokuları düşündüm. Yosun kokusu…
Ve dedim ki, neden olmasın? Yosun kokulu bir kolonyam olsun! Bahçemde yosun tutmuş odunlar vardı. Hemen onlardan bir parça aldım, üzerindeki yosunları soydum ve eve getirdim. O yosunları ezdim, ezdim, ezdim… O kadar keyifliydi ki. Yosunun o doğal, taze kokusu her yere yayıldı. Her yer ot kokuyordu, huzur dolu bir atmosfer oluştu.
Sonuç olarak, doğanın bize sunduğu bu güzellikleri evimize taşımak, onlardan yeni şeyler yaratmak istedim. Yosunlu bir kolonyanın nasıl olacağına karar verdim. Yosunun suyu, alkolle birleşince gerçekten ferahlatıcı bir etki yarattı. Adeta annemin mutfak hatıralarıyla birleşmiş ve doğanın huzurunu eve taşımış gibiydi. Bazen, basit bir yemek ya da doğadan aldığınız bir parça, hayatınıza büyük bir anlam katabiliyor.
Ve işte böylece, doğanın kokuları, anılar ve yemekler; bizi geçmişe, sevdiklerimize ve huzurlu anlara götürüyor. Bu yazıyı yazarken, annemin fasulyesinin ve bahçedeki yosun kokusunun birleştiği o anı tekrar yaşadım. Hüzünle karışan bir huzur hissettim.
Leave a comment